2024 şubat ayında zor hava koşullarında Eski karaağaç’ tan başlayıp Uluabat Gölü’nün yarısını dolaşıp Dorak’ta sonlandırımıştık. O zaman baharda tekrar bu yöreye gideceğimizi yazmıştık. 18 mayıs tarihinde baharın en güzel halinde gittik. Hakikatten baharın tüm güzelliklerini gördük. Bu sefer rotamızı tersten başlattık. Ayvaini Mağarası’ ndan başlayıp Onaç, Karaoğlan, Ayaz, Uluabat ve de Eskikaraağaç’ta sonlandırdık. Buralarda neler gördük kısmına gelirsek, Ayvaini mağarası çevresi çok güzel. Ancak daha önce gelenler ne yazık ki çöplerini bırakıp gitmişler bu tarz olaya her yerde rastlıyoruz ancak bu hepsinden kötü. Üzüntü verici. Mağara 6,5 km uzunluğunda biz mağaracı olmadığımız için içine girme teşebbüsünde bulunmadık. Oldukça riskli daha ağızında bunu görüyorsunuz. Buraya bu işin uzmanları girer bizim gibi faniler giremez. Devamında Onaç ‘a yöneldik köyün içinden gölün kıyısına kadar indik. Buradaki toprak yoldan Karaoğlan ve de Ayaz’a vardık. Geçtiğimiz bu yerlerde baharı doyasıya yaşadık. Daha önce geldiğinizde yağmur ve soğukla karşılaşmıştık. Şubat ayında göl taşmış her taraf suydu, karanın nerede başlayıp bittiğini göremiyorduk. Anladığımız kadarıyla şimdi göl doğal sınırlarında. Bu arada Mustafa Kemal Paşa Çayı’nın taşması Mısır’da Nil’in taşmasını hatırlattı. Eski zamanlarda burada da aynı tarımsal işlemler olmuş olmalı. Çünkü taşmaları önlemek için hem gölün hem de çayın çevresi setlerle kaplı. Hatta Uluabat Köyünde Bazı yerlerdeki suyu boşaltmak için pompa istasyonu bulunmakta. Ayaz köyünde çay üzerinde demirden bir köprü bulunmakta. Köprünün iki yakasında araç giremez tabelası var ancak maşallah koca koca kamyonlar geçmekte. Hoş Ülkemiz de kim kuralları takıyor ki. Hindistan’a döndük. Kurallara uyanlar ancak bizim gibi kırmızı ışıkta duranlar. Sonra da kader deyip geçiyoruz. Her neyse Ayaz’ın çevresi çayın sayesinde oldukça çekici. Set üzerinden Uluabat’a kadar devam ettik. Bu arada Uluabat’ta kuş gözlem kulesinde mola verip hem dinlendik hem de yemeğimizi yedik. Çerimiz çöpümüzü toplayıp yolumuza devam ettik. Uluabat çevresi ve de gölü Marmara denizine boşaltan çayın ağızına kadar yol aldık. Hem Kemal Paşa çayı hem Göl hem de gölün suyunu Marmara Denizine boşaltan Çapraz çayın buralara nasıl bir hayat verdiğini görüyorsunuz. Bu bölgeyi dolaşıp güzelliklerini tadını çıkarabilirsiniz. Devamın da Eskikaraağaç’ a yani Leylek köyüne vardık. Bu arada şunu da belirteyim Fadıllı’da daha fazla leylek gördük. Ve de günümüzü bitirip evlerimize döndük. Saygılarımızla.