Bu ay ki yolumuz Karacabey Eskikaraağaç, Gölkıyı, Uluabat ve M.K.Paşa Dorak. Soğuk, rüzgarlı ve zaman zaman yağmurlu bir gün. Bu yerleşimlere gider iken ayrıca Ayaz ve Karaoğlan yerleşim yerlerinden geçtik. Başlangıç yerimiz Eskikaraağaç diğer adı ise leylek Köyü. Bu köy Gölyazı’ya yakın aynı hat üzerinde fakat isim olarak geride olan bir köydür. Bu nedenle de daha sakin bir yerdir. Göl sahilinde tamamen köyü kaplayan bir sahil yolu bulunmakta , güzel bir yürüyüş yoludur. Ayrıca son yıllarda yemek yeme yerleri ve konaklama yerleri açılmıştır. Göl manzarası güzeldir. Gerçi bütün göl çevresi için bunu söylemek daha doğrudur. Aslında pasta üzerinde iki çilek vardır. Biri Unçukuru diğeri de Dorak tır. Dorak’ın fotoğraflarını göreceksiniz. Gölün çevresinde gitmediğimiz yerlere gidip bütün sahilini dolaşmış olacağız. Devamında Gölkıyı burada turizm adına köy içinde herhangi birşey yok ancak bilhassa göl kıyısına dokunulmaması güzel. Doğal olarak şunu da yazmak durumundayız bu yerlerde yazın sivrisinekler nüfus olarak yoğundur. Eski Karacabey yolundan Uluabat’ a geçtik burada köy içini transit geçip Çapraz Çayın ağızına (Şarlak) gitmek istedik ancak sahil tarafı sularla kaplı olduğu için set üzerinden Dorak’a devam ettik. Kemal Paşa Çayını geçebilmek için Ayaz köyüne kadar gittik. Aslında göle yakın yerde bir köprü varmış ancak bu seyyar olduğu için yazları kuruluyormuş. Gerçi Ayaz da geçtiğimiz köprüde pek sağlam gözükmüyordu. Dorak tarafına geldiğimizde sahilde oturduğumuzda göldeki kuşlar seyre daldık, keşke hava güzel olsaydı. Köye tırmandıkça manzara nefes kesiyor. Ancak yağmur başladı diğer taraftan da sis. İşimiz bitirip evlerimize döndük. Saygılarımızla,
